Efeler Diyarı Denizli’deydik


EHABER TV’de yayınlanan Evliya Çelebi’nin Ayak İzleri programının Denizli bölümünün çekimlerini geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdik. Denizli çekimlerimize Wowturkey fotoğrafçılarından değerli kardeşim Yasin Efesoy, bizlere eşlik etti. Aslen Denizlili olan ve yöreyi çok iyi bilen Yasin Efesoy kardeşimin ev sahipliği, bizleri çok memnun etti. Kendisine gönülden teşekkür ederim.
Denizli’de iki günlük bir çekim maratonu yaşadık.
Programımızın bence en önemli özelliği şu oldu. Denizli, İç Ege’de turistik bir yöredir ve özellikle Pamukkale ve antik kentler oldukça değerlidir, bugüne TV programcılarının hemen hepsi bu yönünü öne çıkarmışlar ama Denizli’yi fetheden Selçuklu soyundan insanları ve Denizli’nin Türkler tarafından fethinin üzerinde duranlar pek olmamıştır. Biz, işe bu cepheden başladık. Kaleiçi’ne çıktık ve orada Denizli’yi fetheden Selçuklu Komutanlarından Mehmet Gazi’nin restore edilen türbesini ziyaret ederek başladık. Tarihi mezarlığın ortasındaki türbe oldukça önemliydi ve civardaki mezarlarda sanduka tipi çok eski mezarlara rastladık ki mutlaka tarihçiler ve sanat tarihçileri bu mezarların da önemini ortaya koymalılar diye düşünmekteyiz.
Mehmet Gazi’nin türbesini ziyaretimiz sonrası, Denizli’nin fethindeki önemli kahramanlardan biri olan Server Gazi’nin türbesini ziyaret ettik. Kendi adıyla anılan mahalle, Denizli’ye hakim bir mevkideydi. Sekizyüz yıllık çam ağaçlarının arasında, yemyeşil bir alanda, bir yükseltinin üzerinde türbesi vardı. Orada da Rabbim bizlere, bir dua etmeyi nasip etti.

Kale Çarşısındaki gezimizde ise bakırcı ve kalaycı ustaları ile karşılaştık. Artık tükenmekte olan bu iki sanatın ustaları ile sohbet etme imkanı bulduk.
Kale Çarşısından inişe geçmiştik ki Kebapçı ustası ve işyeri sahibi Osman Emerce, bize Denizli Kebabını yemeden iniş mi olur diyerek işyerine davet etti. Hakikaten kuzu etinden yapılan ve tandırda pişirilen Denizli Kebabını tattık ve çok beğendik. Pidenin üstüne servis yapılan etleri elle yemek daha makbulmüş. Biz de onun dediğini yaptık. Osman Bey, hazırladığı yemekleri bize ikram ettiğini söyleyince Türk’ün gönül zenginliğine şahit olmaktan bir kez daha mutlu olduk. Hatta bize tatlı niyetine ballı cevizli bir pide de ikram etti ki ben hayatımda ilk kez böyle bir lezzeti tattım.
Denizli’de tarihi Konyalıoğlu Evi’nde zeybekler, Denizli yöresine ait üç tane zeybek oyununu oynadılar.
Zeybek oyunlarının Türk’ün kahramanlığının bir göstergesi olduğunu oyuncuların her figüründen çıkarmak mümkün… Onların kahramanca bir duruşları var ki bu bile insanı meftun etmeye yetiyor. Bana da bir zeybek başlığı buldular. Ben de büyük bir keyifle giydim.
Her ne kadar bütün bir zeybek giysisi giymemi istedilerse de “göbek sahibi” bir zeybeğin hoş olmayacağını beyan ederek, bu işten sıyrıldım. Haklıydım aslında…
Buldan İlçesine yaptığımız gezi de mükemmeldi doğrusu… Önce yükseklere tırmandık ve Süleymanlı köyünü ve Süleymanlı Göletini gezdik. Denizli’de hava sıcaklığı kırk dereceyi bulurken ve biz sırılsıklam kalmışken, birden bire yaylada hava 25 derece düşmüştü ve esinti mükemmeldi. Süleymanlı gölü de bütün ihtişamı ile karşımızda duruyordu. Bol bol fotoğraf çektik.
Denizli yöresinin tamamına yakını Yörüklerden oluşuyordu. Süleymanlı gibi yöredeki birçok isim de Yörük (Oğuz) kökenliydi. 41 tane antik kent ile İtalya’dan daha fazla antik kente sahip bir şehre Yörük Kültürünün bu derece hakim olması inanın büyük mutluluk verdi bizlere.
Meşhur Buldan bezinin çekinlerini yapabilmek için Buldan ilçe merkezine indiğimizde hava kararmak üzereydi ama işimiz rast gitti. Çok eski ustalarla karşılaşmak ve onlardan Buldan Bezinin hikayesini dinlemek çok hoştu.
Geceyi Pamukkale taraflarında geçirmiştik. İkinci günü Leodikia Antik Kenti’ne, Pamukkale’ye ve Kırmızısu’ya ayırdık. Bu turistik bölgelerin ve tarihi yerleşimlerin ne kadar önemli olduğunu biliyorduk. Yasin Efesoy kardeşim, Leodikia çekimlerini sabah erken yapmamızı önermişti; çünkü, öğleye veya sonrasına kalırsak bölgede sıcaklıklar 50 dereceye kadar yükseliyormuş. Sabah sekizde başladığımız çekimler dokuz otuza kadar sürdü ama sıcaklar bizi su gibi etmeye yine de yetti. Yasin Efesoy’un anlatımı ve Arkeolog Ümit Kardeşimizin katkıları ile Leodikia’yı bitirdik. Pamukkale ise turist kaynıyordu. Pamukkale’nin enfes görüntülerine kendimizi kaptırıp çokça görüntü ve fotoğraf çektik.
Kırmızısu’da ise volkanik sularının nasıl bir şifa kaynağı olduğunu gördük. Denizli bölgesi bu noktadan da çok şanslıydı.
Denizli Belediyesine uğradığımızda ise Denizli Belediyesinin bastığı kitaplardan ve Denizli yöresine ait türkülerden oluşan CD’leri içeren bir hediye paketi bizler için hazırlanmıştı. Ben bu hediyelere çok memnun kaldım. Kitap ve türkü dostu olup da memnun olmamak mümkün mü? Biz de ehaber tv’nin program kataloglarından ve eşantiyonlarından paketleri takdim ettik ve Denizli’ye veda ettik.
Başta Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan beyendiye, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Hüdaverdi Otaklı beyefendiye, Yasin Efesoy kardeşime ve bütün Denizli halkına gösterdikleri misafirperverlik ve ev sahipliği için teşekkür ederim.
S.Burhanettin AKBAŞ
bindalli@gmail.com

Yorumlar

Popüler Yayınlar